EGE ÜNİVERSİTESİ
"Türkiyenin
incisi ege, egenin incisi İzmir ve İzmirin incisi Ege Üniversitesi" sözünde
adı geçen üniversite.. İzmir’de
olması tercih edilecekler listesinde en başta yer almasını sağlamaktadır. İzmir’in
Bornova ilçesinde bulunmakta olup ilçe zaten tam bir öğrenci yeridir. 1955 yılında açılmıştır.. ayrıca ziraat fakültesi'nin
menemen ulucak köy'ünde 3500 dekar uygulama çiftliği, menemen seyrekköy'de 700
dekar merası, karaburun mordoğan'da ise 380 dekar eiğtim deneme istasyonu
mevcuttur. bu üniversiteye bağlı fen fakültesi'nin astronomi ve uzay bilimleri
bölümü'nün araştırma ve uygulamalarında kullanılan bornova nif dağı'nda kurulu
bir rasathane, izmir'in urla ilçesi'nde su ürünleri yüksek okulu öğrencilerinin
eğitim ve araştırma yapması için deneme havuzları vardır. bunlardan ayrı olarak
ege üğniversitesi'ne bağlı ,izmir'in konak alanı'nda 1650 metrekarelik alanda
kurulu kültür ve sanat ,kongre turizmine hizmet veren atatürk kültür merkezi
adlı bir kültür sitesi vardır.
Kampüs’ü oldukça
büyüktür. Kim ne derse desin,bünyesindeki
ögrencilerinin çoğunun çok mutlu olduğu bi üniversite.
Öğrencilik
açısından ege üniversitesi ve izmir şanslı bir tercihtir. Egede ki 4-5 yıllık
üniversite hayatınız boyunca yaşayacağınız olaylar hep aynıdır. Yeni
başlayanlar için egeyi tanıtmak gerekir ise barınma, karşı cins ilişkileri,
ortam, yeme içme, cafeler, lojistik yerler, ulaşım olarak gruplamak daha iyi
olur.
Öncelikle barınma sorunu nasıl çözülmelidir? yeni gelenlerin %90 lık kısmı ya kyk ya da öğrenci köyüne taşınıyor. burada kyk daha avantajlı çünkü kız erkek yurdu karışıktır. ilk sene kyk da kalırsanız hem eve çıkacağın arkadaşları orda belirlersin hem de en güzel ortam orda yapılır çünkü kız erkek yurdu karışıktır. 2. sene küçük parkta cafeler caddesine yakın eve çıkılır. amaç tabi ki ortama daha yakın olmaktır. 3. sene yavaş yavaş küçük parktan kaçılır ve özkanlara doğru köprünün orda eve çıkılır. son sene de artık yaşayacağınızı yaşamış, unu eleyip ipi asmış bir vaziyette mümkün mertebede en uzak yere konuşlanmak isterseniz ki buda evka-3 ün yukarılarına doğru olur.
Gönül işlerine gelirsek eğer konuya öncelikle kızlar açısından bakalım. ilk günlerde ve haftalarda her gün yeni bir teklif gelir. hemen ilk gelen teklife evet demeyin. nasıl olsa siz kızsınız. bir bokun etrafında bile ne kadar sinek pervane oluyor değil mi? ince eleyip sık dokuyabilirsiniz eğer ki uzun süreli bir ilişki anlayışınız var ise. burada kızları ayıracağım. bu söylediklerim ortam kızları için geçerli değildir. öyle kızlarımız için nasıl olsa onlar sizi bulurlar merak etmeyin erkeksiz kalmazsınız. yok ben derslerime bakarım uğraşamam aşk işleriyle 4 sene paşa paşa okur giderimcilerdenseniz eğer merak etmeyin murphy kanunları (how i met your motherin 5. sezonunun 10. bölümünde bu konuya değinilmişti) sayesinde siz ne kadar inkarda etseniz ya 2. ya da 3. senesinde birisini bulacaksınız. bu tarz düşüncede olan kız arkadaşlarım var. siz android değilsiniz mutlaka bir gün aşık olacaksınız diyorum ve erkekler konusuna geçiyorum. ilk günde çok göze batmamaya dikkat edin. ilk gün bol bol gözlem yapın, gözünüze hoş gelen kızları belirleyin ve onların isimleriyle kaldıkları yeri öğrenin yeter. hemen ceylan sürüsüne saldıran aç aslan gibi davranıp önünü gelene teklif etmeyin. merak etmeyin en geç 2 hafta süreniz var. bu süre zarfı içinde nokta atışı yapmaya çalışın ve gözünüze kestirdiğiniz kızlara teklifi yapın. biri kabul etmezse diğerine geçin. yalnız verdiğim süre önemlidir çünkü bu sürede sevgili buldunuz buldunuz yoksa kapanın elinde kalıyor. sonra ağlamayın benim neden sevgilim yok diye.
ortam işlerine gelirsek eğer üniversitenin en güzel yılları hazırlıkta yaşanıyor. bunun bilincinde olun ve muafiyet sınavında bilerek kalın derim ben. bölüme direk 1. sınıftan başlarsanız hem dersleriniz sizi kasar hem de uzaydan inmiş ufo gibi afallarsanız çevrenize. en güzel ortamı size kyk sağlar ondan sonrada hazırlık sınıfınız gelir zaten. hazırlıkta her dönem sınıflar karmalaştırıldığı için sık sık yeni ortama girerek yeni kişiler tanırsınız. sosyalleşmenin dibine vurmak içinde yeni açılan grupların standında bir gününüzü harcamalı ve fotoğrafçılık, efot, tiyatro, bisiklet veya modern danslara gitmenizi tavsiye ederim.
Yemek-içmek konusuna gelirsek eğer yurtta kalıyorsanız yemek sorununuzu oradan halledebilirsiniz. yurt dışında tavsiyem okulun yemekhanelerine üye olmamanız. okulun 5-6 tane yemekhanesi olmasına rağmen öğle arasında o yemekhanenin önündeki kuyrukları görünce bana hak verirsiniz. öğle yemeği için yurdun karşısında mühendislik cafe var. işi bilen deneyimli arkadaşlar öğle yemeğini her zaman orda yer. hem çok ucuzdur hemde doyurucu menüleri vardır. e- cafe de 6 tlye patates kızartması ve parça pizza fiyatına orda 2 veya 3 menü alabilirsiniz. küçük parkta da üniversite 2 cafede bir diğer alternatiftir.
Kampüsteki en güzel cafeler ise e-cafe, grand, one ve daisy cafedir. hazırlıkta zaten ziraat cafe sizin bir nevi sosyal ağınız olacak.. kampüsün en popüler ve gözde cafelerinin başında e-cafe geliyor. e-cafe kampüsün merkezidir desem yanılmış olmam. yalnız e-cafe için bir not. öğle aralarında oturacak yer bulamazsınız. aradan 1-2 saat önce bir tanıdığınıza söyleyin orda yer kapsın size. bir diğer popüler cafeler ise e cafenin karşısında ki grand ve havuzun hemen yanında bulunun one cafe gelir. bu iki tür cafeye takılan tipler biraz daha burjuvazidir. benim en çok sevdiğim cafelerin başında daisy cafe gelir. konser alanının hemen yanındadır. burada biraz daha nezih ortam vardır. genelde iletişim ve edebiyatta okuyanlar takılır bu cafeye. son olarak da en meşhur cafelerden biride yeşil köşktür. o kampüsün çok uzağında kalır ve genelde konservatuardakiler takılır. yeşil köşke gece arkadaş ortamıyla gidin derim. öğle saatlerinde pek bir havası yok.
Öncelikle barınma sorunu nasıl çözülmelidir? yeni gelenlerin %90 lık kısmı ya kyk ya da öğrenci köyüne taşınıyor. burada kyk daha avantajlı çünkü kız erkek yurdu karışıktır. ilk sene kyk da kalırsanız hem eve çıkacağın arkadaşları orda belirlersin hem de en güzel ortam orda yapılır çünkü kız erkek yurdu karışıktır. 2. sene küçük parkta cafeler caddesine yakın eve çıkılır. amaç tabi ki ortama daha yakın olmaktır. 3. sene yavaş yavaş küçük parktan kaçılır ve özkanlara doğru köprünün orda eve çıkılır. son sene de artık yaşayacağınızı yaşamış, unu eleyip ipi asmış bir vaziyette mümkün mertebede en uzak yere konuşlanmak isterseniz ki buda evka-3 ün yukarılarına doğru olur.
Gönül işlerine gelirsek eğer konuya öncelikle kızlar açısından bakalım. ilk günlerde ve haftalarda her gün yeni bir teklif gelir. hemen ilk gelen teklife evet demeyin. nasıl olsa siz kızsınız. bir bokun etrafında bile ne kadar sinek pervane oluyor değil mi? ince eleyip sık dokuyabilirsiniz eğer ki uzun süreli bir ilişki anlayışınız var ise. burada kızları ayıracağım. bu söylediklerim ortam kızları için geçerli değildir. öyle kızlarımız için nasıl olsa onlar sizi bulurlar merak etmeyin erkeksiz kalmazsınız. yok ben derslerime bakarım uğraşamam aşk işleriyle 4 sene paşa paşa okur giderimcilerdenseniz eğer merak etmeyin murphy kanunları (how i met your motherin 5. sezonunun 10. bölümünde bu konuya değinilmişti) sayesinde siz ne kadar inkarda etseniz ya 2. ya da 3. senesinde birisini bulacaksınız. bu tarz düşüncede olan kız arkadaşlarım var. siz android değilsiniz mutlaka bir gün aşık olacaksınız diyorum ve erkekler konusuna geçiyorum. ilk günde çok göze batmamaya dikkat edin. ilk gün bol bol gözlem yapın, gözünüze hoş gelen kızları belirleyin ve onların isimleriyle kaldıkları yeri öğrenin yeter. hemen ceylan sürüsüne saldıran aç aslan gibi davranıp önünü gelene teklif etmeyin. merak etmeyin en geç 2 hafta süreniz var. bu süre zarfı içinde nokta atışı yapmaya çalışın ve gözünüze kestirdiğiniz kızlara teklifi yapın. biri kabul etmezse diğerine geçin. yalnız verdiğim süre önemlidir çünkü bu sürede sevgili buldunuz buldunuz yoksa kapanın elinde kalıyor. sonra ağlamayın benim neden sevgilim yok diye.
ortam işlerine gelirsek eğer üniversitenin en güzel yılları hazırlıkta yaşanıyor. bunun bilincinde olun ve muafiyet sınavında bilerek kalın derim ben. bölüme direk 1. sınıftan başlarsanız hem dersleriniz sizi kasar hem de uzaydan inmiş ufo gibi afallarsanız çevrenize. en güzel ortamı size kyk sağlar ondan sonrada hazırlık sınıfınız gelir zaten. hazırlıkta her dönem sınıflar karmalaştırıldığı için sık sık yeni ortama girerek yeni kişiler tanırsınız. sosyalleşmenin dibine vurmak içinde yeni açılan grupların standında bir gününüzü harcamalı ve fotoğrafçılık, efot, tiyatro, bisiklet veya modern danslara gitmenizi tavsiye ederim.
Yemek-içmek konusuna gelirsek eğer yurtta kalıyorsanız yemek sorununuzu oradan halledebilirsiniz. yurt dışında tavsiyem okulun yemekhanelerine üye olmamanız. okulun 5-6 tane yemekhanesi olmasına rağmen öğle arasında o yemekhanenin önündeki kuyrukları görünce bana hak verirsiniz. öğle yemeği için yurdun karşısında mühendislik cafe var. işi bilen deneyimli arkadaşlar öğle yemeğini her zaman orda yer. hem çok ucuzdur hemde doyurucu menüleri vardır. e- cafe de 6 tlye patates kızartması ve parça pizza fiyatına orda 2 veya 3 menü alabilirsiniz. küçük parkta da üniversite 2 cafede bir diğer alternatiftir.
Kampüsteki en güzel cafeler ise e-cafe, grand, one ve daisy cafedir. hazırlıkta zaten ziraat cafe sizin bir nevi sosyal ağınız olacak.. kampüsün en popüler ve gözde cafelerinin başında e-cafe geliyor. e-cafe kampüsün merkezidir desem yanılmış olmam. yalnız e-cafe için bir not. öğle aralarında oturacak yer bulamazsınız. aradan 1-2 saat önce bir tanıdığınıza söyleyin orda yer kapsın size. bir diğer popüler cafeler ise e cafenin karşısında ki grand ve havuzun hemen yanında bulunun one cafe gelir. bu iki tür cafeye takılan tipler biraz daha burjuvazidir. benim en çok sevdiğim cafelerin başında daisy cafe gelir. konser alanının hemen yanındadır. burada biraz daha nezih ortam vardır. genelde iletişim ve edebiyatta okuyanlar takılır bu cafeye. son olarak da en meşhur cafelerden biride yeşil köşktür. o kampüsün çok uzağında kalır ve genelde konservatuardakiler takılır. yeşil köşke gece arkadaş ortamıyla gidin derim. öğle saatlerinde pek bir havası yok.
Yorumlar
Yorum Gönder